2 Haziran 2016 Perşembe

Toplumsal Yapının Girişimciliğe Etkisi


Toplumun hakim olduğu değer ve zihniyet ölçüleri olarak kültürel unsurlar, belli tutum ve davranışların oluşmasını doğrudan etkilemektedir. Girişimci edimler için kültürün verileri büyük önem taşımaktadır. Girişimciler de üyesi oldukları kültürden bağımsız, ondan ayrı bir konumda değildirler.

 GİRİŞİMCİLİK VE TOPLUMSAL YAPI
Sosyal yapılara egemen değerler o toplumdaki insan ilişkilerine, yaşama biçimlerine ve düşünme sistemlerine yön verirler. Her sosyal yapı, belli insan tipi, düşünme ve yaşama tarzı, nasıl ve ne şekilde davranılacağına ilişkin kalıplaşmış modeller sunar. Böylelikle birey, çoğunlukla, onay görmüş davranışlar içine girerek toplumca kabul görmüş bir kişilik haline gelir.  Eğitim, politik sistem, aile, din, hukuk vb. kurumlar, tipik davranış kalıpları ve düşünme biçimleri üretirler ve toplumsal pratiklere yön verirler. Bu kurumlar arasında kişilik oluşumunu etkileme açısından aile, belki de en başta gelenidir. Özellikle ataerkil aile yapılarında, ailenin etkisi, anne babanın sıkı denetimi ve itaat kültürü çok daha belirleyicidir. Bu yapılar genelde dışa kapalıdırlar ve geleneksel güçten dolayı, aile üyeleri alışıldık, benzerlik üzerine temellenmiş ilişkiler kurarlar. Bu yapı içinde yenilikçiliğe açıklık, bireysel başarıyı hedeflemek, dinamik, üretken, risk almak gibi girişimciliğe özgü değerler teşvik görmez.
Dolayısıyla geleneksel aile düzeni,  anti girişimci tiplere açıklık gösteren bir sosyal ünite olma özelliği gösterir. Toplumdaki hakim sosyal ilişki biçimleri de, girişimciliğe açıklık ya da kapalılığı belirleyebilmektedir. Girişimcilik, aile ve akrabalık bağlarına dayalı yüz yüze, samimi sosyal ilişkiler yerine, daha çok ikincil, rasyonel ve resmi nitelik taşıyan sosyal ilişki yapısından beslenir. İktisadi faaliyetler toplumun kurumsal çatısı içinde gerçekleşmektedir.  Ve yine iktisadi etkinlikler; toplumun dini, politik, kültürel yapısı tarafından düzenlenmekte, bu koşullar girişimcilik üzerinde birincil rolü oynamaktadırlar.  Buna göre toplumsal yapıların, girişimci eylem kalıplarının ortaya çıkmasında belirleyici olduğunu belirtir. Öyle ki geleneksel toplumlar girişimci eğilimleri baskılarken, bireyci toplumlar bunu teşvik eder ve geliştirirler. Türk toplumu da bu çerçevede daha çok geleneksel ya da kamucu bir toplum görüntüsü vermektedir. Türk toplumu genelde, cemaat bağlılığı yüksek, bireyciliğin gelişmediği, kişisel değer ve girişimci faaliyetlerin zayıf olduğu bir sosyal dokuya sahiptir. Bu toplum daha çok bürokratik özellik gösterir. Girişimci güdüler ile girişimci benlik ve kültürel kalıpların oluşmasının önünde toplumun örgütlenme tarzı büyük bir engeldir.

Özetle:
Girişimcilik; daha çok bireyci/özgürlükçü sosyo- kültürel yapılarda kök salmaktadır. Bu yapılar, düşük sosyal denetim ve özgür kültüre açıklık gösterdiklerinden bireyler, kendilerini serbest bir şekilde ifade etme imkânı bularak kişisel potansiyellerini geliştirme şansına kavuşurlar. Dolayısıyla, toplumun yapısal özellikleri girişimciliğe açıklığı ya da kapalılığı belirleyebilmektedir denebilir.


0 yorum:

Yorum Gönder

 

3ayrıtelden Template by Ipietoon Cute Blog Design